Nafeez
Ahmed'in analizine göre Kürdistan'ın gaz ve petrol kaynaklarına tam
manasıyla hakim olmaya çalışan ABD ve İngiltere IŞİD'in petrol
kaçakçılığına göz yumuyor. IŞİD'in üzerinden petrol satışı yaptığı
şirketlerle İngiltere'nin ilişkisi var.
Nafeez Ahmed'in Middle East Eye ve Medium'da
yayımlanan değerlendirmesine göre IŞİD'e karşı koalisyonun en büyük iki
unsuru olan ABD ve İngiltere, bölgedeki önemli siyasi kaynaklara
göre IŞİD'i dolaylı yoldan finansal olarak destekliyor. Ahmed'e göre
ABD'li ve İngiliz petrol şirketleri bulanıklıklarla yüklü ve IŞİD'in
karaborsa petrol satışlarını sağlayan jeopolitik üçgene aşırı derecede
yatırım yapmış durumdalar.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ve Türk askeri istihbaratının
da IŞİD'in petrol kaçakçılığı faaliyetlerine destek verdiğinin
belirtildiği analizde IŞİD'e zaman zaman bu odakların silah dahi
sağladıkları bilgisi Kürt, Iraklı ve Türk yetkililere dayanılarak
veriliyor.
Özellikle İKBY ile başlıca Kürt firmalarından birine petrol sağlamak
üzerinden anlaşmalı olan İngiliz Petrol Şirketi "Genel Energy"
firmasının IŞİD'in Türkiye'ye petrol satışlarında aracılık yaptığı iddia
ediliyor. Bu firmanın bölgede doğrudan İngiliz Hükümeti'nin desteği ile
bulunduğu bildiriliyor. KÜRTLER, TÜRKLER VE GÖRMEYEN GÖZLER IŞİD'in gelirlerinin ana kalemini petrol kaçakçılığı oluşturuyor. IŞİD, Suriye petrolünün %60'ını kontrol ediyor.
IŞİD'in dikkatlice kurulmuş bağlantılarla Türkiye ve İKBY
aracılığıyla günde 45 bin varil petrol sattığı biliniyor. IŞİD'in bu
petrolü piyasa fiyatının altında sattığı düşünülse bile 45 bin varil
hacmindeki ticaret 3 milyon dolarlık nakit gelir anlamına geliyor.
Iraklı, Kürt ve Türk yöneticiler bu "kaçak" konusunda birbirlerini
suçluyor. Bu başlığın Irak Merkezi Yönetimi ile IKBY arasındaki gerilim
başlıklarından biri olduğu biliniyor. KARMAŞIK İLİŞKİLER IKBY ve Türk yetkililerin
IŞİD'in petrol kaçakçılığına ilişkin her tür rolü şiddetle yalanlamakta,
her iki hükümet de kaçakçılık operasyonlarına karşı önlem almakta. IKYB
de kaçakçılık rotalarının belirlenmesi için ABD'li ve İngiliz
yetkililer ile işbirliği içerisinde.
Öte yandan bütün bu önlemlerin etkisiz düzeyde olduğu yolunda veriler birikmekte.
Irak hükümetinden üst düzey bir kaynağa göre ABD'li ve Iraklı
yetkililerin elinde, "kimi IKBY unsurlarının örtülü olarak karaborsada
IŞİD'İn petrol satışlarına göz yumduğunu doğrulayan hatırı sayılır
istihbarat" bulunuyor.
Irak hükümetinde yer alan üst düzey yetkililer ile temas halindeki
Dava Partisi'ne mensup bir kaynak, IŞİD'in Irak işgalinin, IKYB
tarafından ilk başta bölgedeki kontrollerinin artırılması için bir
olanak olarak gördüğünü belirtmiş. Bu bölgeler arasında ise, petrol
zengini Kerkük ön plana çıkıyor.
IŞİD'in Kürt bölgesini kullanarak kaçakçılık yapmasına IKBY ve
Peşmerge tarafından olanak sağlandığının bilgisine sahip olan
Amerikalılar, bu konuda Bağdat hükümetine istihbarat sağlamış.
IKBY, ABD'nin baskılarıyla birlikte önlemleri artırsa da,
kaçakçılığın hala devam ettiği belirtiliyor. IŞİD'in karaborsadaki
petrollerinin satış gelirinden, IKBY'deki yönetici partinin, yani
Barzani'nin Kürdistan Demokrat Partisi'nin (KDP) de faydalandığı iddia
ediliyor. IŞİD PETROLÜ VE ADANA Aynı kaynaktan alınan görüşlere göre artan ABD basıncına rağmen Bağdat yönetimi de konuya gevşek bir yaklaşım sergiliyor.
Suriye ve IŞİD ile mücadele konusunda ikili oynadığı bilinen
Türkiye'nin petrol kaçakçılığındaki rolüne dair birikmekte olan
verilerden de bahsedilen yazıda, IŞİD'in kullandığı kaçakçılık
zincirinin Türkiye'nin pek çok güneydoğu iline yayımış olduğu ve bu
zincirin ucunun, petrol tankerleri için önemli bir liman olan Ceyhan
limanının bulunduğu Adana'da sonlandığı belirtilmekte.
ABD HER ŞEYİ BİLİYOR Iraklı kaynağa göre, ABD istihbaratı IŞİD ile Türkiye arasındaki petrol kardeşliğine ilişkin her faaliyeti biliyor. Kaynak, ABD istihbaratının kaçakçılık operasyonlarının çoğunu dakikası dakikasına ayrıntılarıyla takip ettiğini ileri sürüyor. Iraklı yetkili, ABD'nin bu istihbaratın bazılarını Irak merkezi
hükümetine de ilettiğini kaydediyor. Kaynak, "Amerikalılar ne olup
bittiğini biliyor" diyor. TÜRKİYE'NİN ROLÜ Yazara konuşan ve Türkiye
Cumhuriyeti Başbakanlığı ile yakın ilişkileri olan bir kaynak da,
IŞİD'in yükselişinde Türkiye'nin desteğinin merkezi önemde olduğunu
kabul ediyor. Türk kaynak, IŞİD'in Türkiye-Suriye sınırındaki kaçakçılık
faaliyetlerinin "devasa" olduğunu söylerken, İslamcıları Türkiye'nin
bölgedeki genişlemesinin bir parçası olarak gören Erdoğan ile
Davutoğlu'unun tutumunun da bunu kolaylaştırdığını savunuyor. Kaynak, Türkiye'nin IŞİD'in altyapısını yok etmeye çalışmadığını, yalnızca dikkatli bir şekilde saldırıldığını ileri sürüyor. IŞİD'İN KAÇAKÇILIK HATTI Geçen Mart ayında Maritime Security Review'da yayımlanan bir makaleye göre, IŞİD'in Türkiye'deki kaçakçılık ağı çok sayıda ili kapsıyor. Bu kentler arasında Urfa, Hakkari, Siirt, Batman, Osmaniye, Gaziantep, Şırnak, Maraş, Adıyaman ve Mardin bulunuyor. Kaçak petrolün son durağı ise, Ceyhan Limanı'na sahip olan Adana. Makalede, Ceyhan Limanı'nın petrol ihraç hacmindeki ani yükselişlerle
IŞİD'in zengin petrol yatakları civarına yaptığı saldırılar
karşılaştırılmış. Sonuç; bunlar arasında pozitif bir bağlantı olduğunu
gösteriyor. Makalenin yazarları, kanıtların henüz "yetersiz" olduğunu söyleseler
de, IŞİD petrolünün dünya pazarına Ceyhan'dan dağıtıldığına ilişkin
güçlü kanıtlar olduğunu düşünüyorlar. Yazarlar, ABD ve müttefiklerinin IŞİD'in petrol taşıdığı tankerleri,
"yerel insanları provoke edeceği" gerekçesiyle vurmadığını, bu nedenle
kaçakçılığın devam ettiğini vurguluyorlar. KÜRDİSTAN VE IŞİD Geçen Ekim ayında, eski bir
IKBY milletvekili Burhan Raşid, Kürdistan yöneticilerini IŞİD'e
finansman ve silah akışını kolaylaştırmakla suçlamıştı. Raşid'in iddiasına göre, Erbil'deki bir siyasi parti, IŞİD
militanlarına silah ve mühimmat veriyor ve karşılığında petrol alıyordu. Kürdistan başsavcısı, Raşid'in iddialarını araştırmak yerine ona
karşı gizli bir soruşturma başlattı. Ancak Ocak ayında, IKBY İçişleri
Bakanı ile Doğal Kaynaklar Bakanı'nın başında bulunduğu bir komite,
Raşid'in iddialarını büyük oranda doğruladı. Komite'nin nihai raporuna erişen parlamento kaynaklarının Rûdaw'a
aktardığına göre, KDP ile birlikte Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB)
ve Peşmerge yetkilileri de bu yasadışı ticarete bulaşmıştı. NOKAN GRUBU VE KYB Ancak en sonunda, IKBY
yönetimi ile yakın ilişkileri olan petrol şirketi Nokan Grubu'nun IŞİD
petrolünün satışını kolaylaştırdığı ortaya çıktı. İddiaya göre, IŞİD'in kontrolündeki Beyci'den yola çıkan rafine
edilmiş petrol, Nokan'ın paravan şirketi olan Meer Soma'nın sahibi
olduğu ya da işlettiği tankerlerle Kerkük'e ya da Kürdistan'a
götürülüyordu. Nokan Grubu ise, KYB ile bağlantılı. Şirketin, Süleymaniye'deki KYB
ofisinden yönetildiği iddia ediliyor. Şirket, yolsuzluk ve kayırmacılık
iddialarıyla biliniyor. The Nation'da yayımlanan bir araştırmaya
göre, Kürdistan'daki en karlı şirketler, özellikle de inşaat sektöründe
faaliyet gösterenler, Barzani ya da Talabani'ye ait. Celal Talabani'nin şu anda IKBY Başbakan Yardımcısı olan oğlu Kubad
Talabani, bir zamanlar IKBY'nin ABD temsilcisiydi. Büyük oğlu Pavel ise,
Süleymaniye'de bulunan IKBY'nin anti-terör timini denetleyen isim. İşte bu Pavel'in baldızı Şanaz İbrahim Ahmed, KYB'nin İngiltere'de
medya ilişkilerinden sorumlu ismi. Şanaz aynı zamanda Nokan'ın mali
işlerinden de sorumlu. İNGİLTERE BAĞLANTISI Nokan'ın sahip olduğu Bayzan Rafinerisi'nde ise, İngiliz devleti ile güçlü bağlara sahip bir şirket çalışıyor. O şirket, 2011 yılında Türk şirketi Genel Enerji ile İngiliz
şirketi Vallares Plc'nin birleşmesinden oluşan Genel Energy. Şirketin
başındaki isim, BP'nin eski CEO'larından Tony Hayward. IŞİD'e yardım ettiği iddia edilen kurumlarla çalışmak konusundaki
tutumları sorulduğundaysa, Genel Energy Sözcüsü Andrew Benbow, "Bunlar,
bize değil de IKBY'ye sorulması gereken sorular" cevabını verdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder