19 Mart 1980 tarihinde idama mahkûm edildi. 12 Eylül Darbesinden sonra Milli Güvenlik Konseyi tarafından acilen (ivedi mührü ile) onaylanan karar,13 Aralık 1980'de Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi'nde infaz edildi.
Erdal Eren
25 Eylül 1964, Şebinkarahisar, Giresun
13 Aralık 1980, Ankara idam edildi
Ama öldüremediler yıl 2015 Yaşamaya devam ediyor.
Olaylar:
Erdal Eren’i idam sehpasına kadar götüren süreç, yurtsever devrimci gençlik derneği (ydgd) üyesi odtü öğrencisi Sinan Suner’in, 30 ocak 1980’de katledilmesiyle başladı. Ankara’nın yukarı ayrancı semtinde yazılama yapan Sinan Suner, mhp’li bakan cengiz gökçek’in koruması süleyman ezendemir’in kurşunlarıyla öldürüldü. Suner’i vurmakla yetinmeyen Ezendemir, arabaya aldığı Suner’i başkent sokaklarında dolaştırdı, işkence etti. öldüğüne emin olunca da cesedini hastane kapısına attı.
Olayın duyulmasının ardından, 2 şubat 1980’de Sinan Suner’in öldürüldüğü yerde protesto gösterisi yapıldı. gösteriye müdahale eden askerlerle göstericiler arasında çıkan çatışmada er Zekeriya Önge ölürken, Erdal Eren’le birlikte 24 kişi gözaltına alındı. Eren, Zekeriya Önge’yi öldürdüğü iddiasıyla tutuklandı. 2 şubat’ta gözaltına alınan Erdal Eren, tarihin en hızlı yargılamasının ardından, 19 mart 1980’de idama mahkum edildi. Henüz 17 yaşındaydı Erdal Eren ne yaşına bakıldı, ne avukatlarının sunduğu delil ve tanıklara. dünyanın dört bir tarafında idama karşı tepkiler yükseldi, imzalar toplandı. ancak karar mahkeme öncesinden verildiğinden, yargıçlara sadece emri uygulamak düştü.
Asmayalım da besleyelim mi?
askeri yargıtay 3. dairesi’nin, önce “delillerin noksanlığı” nedeniyle esastan, ardından da, idamın müebbet hapse çevrilmesini gerektiren “tck’nın 59’uncu maddesinin uygulanmaması” nedeniyle usulden bozmasına rağmen, daireler kurulu iki kararı da reddetti. red kararlarıyla yargılamanın yeniden yapılmasının yolu kapatılırken, eren’in avukatı Nihat Toktay, kararı, “yargıtay içinde bitirildi” diye değerlendirdi. güvenlik konseyi tarafından onaylanan karar, dünya çapında yürütülen “idamı engelleyelim-Erdal Eren idam edilemez” kampanyasına rağmen 13 aralık 1980’de Ankara merkez cezaevi’nde infaz edilirken, faşist cuntanın başı Kenan Evren’in, “asmayalım da besleyelim mi?” sözleri zihniyetlerini özetledi.
Erdal Eren’in avukatı Nihat Toktay, erdal’ın “dönemin yükselen gençlik hareketinin intikamını almak” kastıyla idam edildiğini söyledi. Toktay yayımlanan bir söyleşisinde, (1994 yılında) Zekariya Önge’ye, iddia edildiği gibi arkasından değil karşısından ateş ettiğine ilişkin iki tanığın ortaya çıktığına, olayın geçtiği hoşdere caddesi’nde oturan ruhat canveren ile kuaförlük yapan haydar arzuman’ın gördüklerini atv’de yayınlanmak üzere hazırlanan “son celse” isimli bir programın “erdal eren dosyası” bölümü için anlattıklarına dikkat çekti.
programda ayrıca, kararı bir kez esastan, bir kez de usulden bozan askeri yargıtay 3. dairesi üyesi ve emekli hakim Ahmet Turan’ın, idam kararının adli hata olduğunu itiraf ettiğini ve dosyada Erdal Eren’in eri öldürdüğüne dair yeterli delilin olmadığını söylediğini de aktaran Toktay, Turan’ın, “benim vicdani kanaatim bu delillerle idam kararı verilemeyeceğiydi. arkadaşlarımı bu yönde ikna ederek kararı bozduk. ancak başsavcılık itiraz etti, ikinci kez bozduk, en sonunda daireler kurulu idam kararını onadı. yani sorumluluk onlara aittir” sözlerine dikkat çekti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder